Türkiye’de güvenlik birimlerine gelen veya getirilen çocuk sayısı 2024 yılında bir önceki yıla göre %9,8 artarak 612 bin 651’e ulaştı. Bu çocukların büyük bölümü mağdur ya da suça sürüklenme nedeniyle kayıt altına alınırken, uzmanlar artışın toplumsal ve sosyolojik nedenlerine dikkat çekiyor.
Çocukların güvenlik birimlerine geliş nedenleri
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre, 2024 yılında güvenlik birimlerine gelen veya getirilen çocuk sayısı 2023 yılına göre %9,8 artış göstererek 612 bin 651 oldu.
Bu çocukların;
-
279 bin 620’si mağdur olarak,
-
202 bin 785’i suça sürüklenme (kanunlarda suç olarak tanımlanan bir fiili işlediği iddiasıyla),
-
96 bin 438’i bilgisine başvurma amacıyla,
-
18 bin 561’i kayıp (hakkında kayıp müracaatı yapılıp daha sonra bulunan),
-
8 bin 729’u kabahat işlediği iddiasıyla,
-
6 bin 518’i ise diğer nedenlerle güvenlik birimlerine geldi veya getirildi.
Suça sürüklenen çocukların %40’ı yaralama olayına karıştı
202 bin 785 çocuğun suça sürüklenme nedenleri incelendiğinde;
-
%40,4’ü yaralama,
-
%16,6’sı hırsızlık,
-
%8,2’si uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanmak, satmak ya da satın almak,
-
%4,6’sı tehdit,
-
%4,2’si genel tehlike yaratan suçlar,
-
%26’sı ise diğer suçlarla ilişkilendirildi.
Mağdur çocukların %55’i yaralama olaylarının kurbanı
Güvenlik birimlerine mağdur olarak gelen 279 bin 620 çocuğun;
-
%86,1’i suç mağduru,
-
%13,8’i ise takibi gereken olay mağduru olarak kayıtlara geçti.
Suç mağduru 240 bin 872 çocuğun;
-
%55,3’ü yaralama,
-
%10,8’i cinsel suçlar,
-
%9,5’i göçmen kaçakçılığı,
-
%8’i aile düzenine karşı suçlar,
-
%16,5’i ise diğer nedenlerden ötürü mağdur oldu.
Sosyolojik açıdan artışın olası nedenleri
Uzmanlar, çocukların güvenlik birimlerine geliş nedenlerindeki artışı birkaç temel sosyolojik faktörle açıklıyor:
-
Ekonomik eşitsizlik ve yoksulluk: Yoksulluk, çocukların suça sürüklenme veya istismara maruz kalma riskini artırıyor.
-
Aile içi sorunlar: Boşanmalar, şiddet, ilgisizlik ve ihmal, çocukların risk altına girmesine zemin hazırlıyor.
-
Eğitimden kopma: Okul terkleri ve eğitime erişimdeki sorunlar, çocukların suça yönelmesini kolaylaştırıyor.
-
Mahalle ve çevre faktörleri: Suç oranı yüksek bölgelerde yaşayan çocuklar, olumsuz sosyal çevre etkisine daha açık hale geliyor.
-
Dijital bağımlılık ve kötüye kullanım: Sosyal medya ve internet üzerinden maruz kalınan şiddet, istismar ve yasa dışı yönlendirmeler de riskleri artırıyor.
Önleyici çalışmaların önemi
Veriler, çocukların yalnızca suç işleyen değil aynı zamanda mağdur konumunda da ciddi bir kesimi oluşturduğunu ortaya koyuyor. Uzmanlar, önleyici sosyal politikalar, rehberlik hizmetleri, aile danışmanlığı ve okul temelli destek programları ile bu tablonun iyileştirilebileceğini vurguluyor.