Anadolu toprakları, binlerce yıllık medeniyetlerin izlerini taşıyan antik kentlerle dolu. Hem tarihi önemi hem görsel büyüsüyle mutlaka görülmesi gereken bu 5 antik kent, geçmişle günümüz arasında eşsiz bir köprü kuruyor.
1. Efes Antik Kenti – İzmir / Selçuk
Roma’nın Asya’daki kalbi, antik dünyanın parlayan yıldızı…
UNESCO Dünya Mirası listesinde yer alan Efes, tarih ve kültür meraklılarının gözdesi. M.Ö. 10. yüzyıla uzanan tarihiyle, Artemis Tapınağı (dünyanın yedi harikasından biri), Celsus Kütüphanesi, Agora, Hadrian Tapınağı ve görkemli Büyük Tiyatro gibi yapılarıyla zamana meydan okuyor.
Roma döneminde 200 bini aşkın nüfusuyla bir metropol olan Efes, aynı zamanda erken Hristiyanlık için de önemli bir merkezdi. Aziz Yuhanna'nın burada yaşadığı ve Meryem Ana’nın son yıllarını burada geçirdiğine inanılıyor.
2. Sardes Antik Kenti – Manisa / Salihli
Altınla zenginleşen krallığın ihtişamlı başkenti…
Lidya Krallığı’na başkentlik yapan Sardis, M.Ö. 7. yüzyıldan itibaren Batı Anadolu’nun en önemli şehirlerinden biri haline gelmiştir. Tarihte ilk paranın basıldığı yer olarak kabul edilen Sardis, aynı zamanda Kral Yolu’nun da başlangıç noktasıdır.
Şehir, Roma döneminde de önemini korumuş ve görkemli yapılarla donatılmıştır. Artemis Tapınağı, Bizans Dönemi Gymnasium’u ve büyük sinagog, Sardis'in en dikkat çekici kalıntıları arasında yer alır.
Zenginliği, mimarisi ve kültürel çeşitliliğiyle Sardis, antik çağların en kozmopolit şehirlerinden biriydi.
3. Hierapolis ve Pamukkale – Denizli
Doğanın mucizesiyle tarihin kusursuz buluşması…
Pamukkale travertenlerinin hemen üzerinde yer alan Hierapolis Antik Kenti, M.Ö. 2. yüzyılda Bergama Krallığı tarafından kurulmuş ve Roma döneminde önemli bir sağlık ve dini merkez haline gelmiştir.
Şifalı termal suların kaynağı olan kent, antik havuzu (Kleopatra Havuzu), büyük tiyatrosu, agora, hamamları ve 1200’den fazla mezar barındıran nekropol alanıyla göz kamaştırır.
Bugün ziyaretçiler hem travertenlerin eşsiz güzelliğini hem de Roma döneminin kalıntılarını aynı anda keşfetme fırsatı buluyor.
4. Aspendos – Antalya / Serik
Akustik harikası, Roma mühendisliğinin zirvesi…
Antalya'nın Serik ilçesinde yer alan Aspendos Antik Kenti, özellikle M.S. 2. yüzyılda inşa edilen ve günümüze kadar ayakta kalan tiyatrosuyla ünlüdür.
Yaklaşık 15 bin kişilik kapasitesi olan bu tiyatro, mükemmel akustiği sayesinde bugün hâlâ konser ve tiyatro gösterilerine ev sahipliği yapmaktadır.
Aspendos, sadece tiyatrosuyla değil su kemerleri, agorası ve hamamlarıyla da etkileyici bir Roma yerleşimi olarak dikkat çeker.
5. Ani Harabeleri – Kars
Sessizliğin içindeki ihtişam, sınırda yükselen tarih…
Türkiye-Ermenistan sınırında, Arpaçay Nehri'nin kıyısında yer alan Ani Harabeleri, 1000 yıl öncesine uzanan etkileyici bir ortaçağ kentidir.
Bir dönem 100 binin üzerinde nüfusuyla Kafkasya'nın en büyük şehirlerinden biri olan Ani, Ermeni, Bizans, Gürcü ve Selçuklu mimarisinin izlerini taşır.
Ani Katedrali, Surp Krikor Kilisesi, Selçuklu Sarayı ve büyük surları, ziyaretçilere âdeta zaman yolculuğu yaşatır.
Özellikle karla kaplı kış manzarasıyla masalsı bir görünüme bürünen Ani, son yıllarda fotoğrafçılar ve gezginlerin gözdesi haline gelmiştir.