Adana’da tarihi solumak isteyenlerin görmesi gereken 4 müze
Her sokağı tarih kokan Adana’nın geçmişi, bu müzelerde canlanıyor: Kapıdan girdiğinizde sadece eserleri değil, bir şehrin hikâyesini de okuyacaksınız. İşte Adana'da gezmeniz gereken o müze...
Adana Arkeoloji Müzesi
Adana Arkeoloji Müzesi, Cumhuriyet’in ilanından hemen sonra 1924 yılında kurularak Türkiye’nin en eski on müzesinden biri olma unvanını taşıyor. İlk olarak çevredeki sütun başlıkları ve lahitlerin Polis Dairesi’nde toplanmasıyla temelleri atılan müze, 1928’de Taşköprü’nün başındaki Cafer Paşa Camii Medresesi’nde ziyaretçiye açıldı.
Yıllar içinde artan eser sayısı nedeniyle 1950’de Kuruköprü Anıt Müzesi’ne, ardından 1972’de modern binasına taşındı. Ancak burası da yetersiz kalınca, Orhan Kemal’in ünlü “Bekçi Murtaza” romanına da ilham veren Milli Mensucat Fabrikası restore edilerek Adana Yeni Müze Kompleksi kuruldu. 2017’den beri Arkeoloji Müzesi bu komplekste ziyaret edilebiliyor.
Müzede, prehistorik çağlardan Osmanlı’ya kadar uzanan binlerce yıllık tarih, bilgi metinleri, görseller, canlandırmalarla sekiz ayrı salonda sergileniyor. Hitit Fırtına Tanrısı Tarhunda heykeli, Anadolu Hiyeroglif Yazıtlı Stel, Babil Steli ve Akhilleus Lahti gibi dikkat çekici eserler öne çıkıyor.
Kuruköprü Anıt Müzesi & Geleneksel Adana Evi
Adana’nın tarihine ışık tutan Kuruköprü Anıt Müzesi ve Geleneksel Adana Evi, köklü geçmişiyle kentin kültürel belleğinde önemli bir yer tutuyor.
1839’da ilan edilen Tanzimat Fermanı’nın sağladığı haklarla Rum cemaati tarafından 1845 yılında inşa edilen bu yapı, bölgedeki dikkat çekici kiliselerden biri olarak öne çıkıyor. Batı kapısının üzerinde yer alan Rumca kitabeye göre yapı Rum cemaati tarafından yaptırılmıştır.
1924’te bölgenin arkeolojik zenginliklerini korumak amacıyla Adana Eski Eserler Müzesi’nin kurulmasına karar verildi. İlk müze binası olarak Taş Köprü yakınındaki Cafer Ağa Medresesi kullanılsa da zamanla kullanılamaz hale gelince eserler bu Rum Kilisesi’ne taşındı.
1937’de Müze Müdürü A. Rıza Yalgan’ın Çukurova’nın etnografyasını anlatan yeni bir bölüm açmasıyla müze, “Adana Arkeoloji Müzesi”nin yanı sıra “Etnografya Müzesi” adını da aldı ve Türkiye’nin ilk açık hava müzesi olma özelliğini kazandı.
Zaman içinde farklı işlevlerle hizmet veren bina, 1983’teki restorasyonla yeniden Etnografya Müzesi olarak açıldı. 2008’de başlatılan restorasyon çalışmalarının ardından 2015 yılında Adana Kuruköprü Anıt Müzesi ve Geleneksel Adana Evi adıyla ziyaretçilerini ağırlamaya başladı.
Bugün hem tarihi dokusu hem de etnografik zenginliğiyle Kuruköprü Anıt Müzesi, Adana’yı keşfetmek isteyenler için vazgeçilmez duraklardan biri olmaya devam ediyor.
Atatürk Evi Müzesi
Seyhan İlçesi Kayalıbağ Mahallesi’nde yer alan Atatürk Evi Müzesi, 19. yüzyıldan kalma geleneksel bir Adana konağıdır. Ramazanoğullarından Suphi Paşa’ya ait bu yapı, Osmanlı mimarisinin güzel örneklerinden biri olarak öne çıkar.
Mustafa Kemal Atatürk’ün Adana ziyaretlerinde konakladığı bu ev, 1976’da Atatürk Bilim ve Kültür Müzesi olarak düzenlenip 1981’de Atatürk Evi Müzesi olarak ziyarete açıldı. 1998 depreminde kapanan müze, 2003 yılında yeniden açıldı.
İki katlı binada Atatürk’ün Adana ziyaretlerine dair fotoğraflar, gazete küpürleri, Kuva-yi Milliye dönemine ait eşyalar ve Adana kültürüne ait etnografik eserler sergileniyor.
Adana Sinema Müzesi
Türkiye’nin ikinci sinema müzesi olma özelliğini taşıyan Adana Sinema Müzesi, 23 Eylül 2011’de kapılarını açtı. Seyhan Nehri’nin batısındaki Kayalıbağ Mahallesi’nde yer alan iki katlı tarihi Adana evi, kentin sinema ve sanat belleğine ışık tutuyor.
Zemin katta Adanalı yönetmen, oyuncu, senaristlerin yer aldığı film afişleri; üst katta ise Yılmaz Güney’e ayrılmış özel oda, Altın Koza Film Festivali odası ve Adana sanatçıları bölümü bulunuyor. Ayrıca 3.500 kitaplık bir sinema kütüphanesi de mevcut. Abidin Dino, Yaşar Kemal, Orhan Kemal gibi büyük isimler de burada anılıyor.