Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Adana Milletvekili ve TBMM Tarım, Orman ve Köyişleri Komisyonu Üyesi Ayhan Barut, hayvancılık sektöründe yaşanan şap hastalığı krizi ve art arda gelen kapanma kararlarıyla ilgili iktidarı sert sözlerle eleştirdi. CHP Grubu adına söz alan Barut, iktidarın tarım ve hayvancılık politikalarını “Tüketim kültürünü dayatan, ithalata ve rant düzenine teslim olmuş” olmakla suçladı.
“Üretim ve Üretene Darbe Vuruluyor”
TBMM Genel Kurulu’nda konuşan Ayhan Barut, Türkiye’de bir milyon dört yüz elli sekiz bin hayvancılık işletmesi bulunmasına rağmen, sadece bin üç yüz kırk tanesinin hastalıktan ari sertifikasına sahip olduğuna dikkat çekerek, “Yıllardır uyarıyoruz, öneriyoruz ama dinleyen yok. Etkin denetim yapılmadı, üretici desteklenmedi. Kapılar ithalata sonuna kadar açıldı. Sorumluluk yerine getirilmedi. Bedelini besici ödüyor, yetiştirici ödüyor,” dedi.
“Şap Hastalığı Artık Tehdit Haline Geldi”
Gelişmiş ülkelerde şap hastalığının tamamen kontrol altına alındığını vurgulayan Barut, Türkiye’de ise hastalığın neredeyse her yıl yaygın şekilde görüldüğünü söyledi. Barut, “Avrupa ülkelerinde 30 - 40yılda bir görülürken bizde neredeyse her yıl yaşanıyor. Bu artık bir salgın değil, bir tehdit haline gelmiştir. Sırada başka bulaşıcı hastalıklar da olabilir. Yanlışın bedelini besiciye, yetiştiriciye ödetmeyin!” diye konuştu.
“İthalat Lobileri Kazanıyor, Çiftçi İneğini Kestiriyor”
Barut, son 15 yılda canlı hayvan ve kırmızı et ithalatına ödenen paranın 12 milyar doları bulduğunu hatırlatarak, “AKP iktidarının tüm tarım bakanları ‘ithalata son vereceğiz’ dedi ama tam tersi oldu. 6 milyon 900 büyükbaş, 3 milyon 200 küçükbaş hayvan ve neredeyse 400 bin ton kırmızı et ithal ettik. Çiftçimizin ne eti para ediyor ne sütü; vatandaş da markette etin, sütün yanına yaklaşamıyor” dedi.
“Çözüm Yasak Değil, Sürdürülebilir Destek”
Barut, kapanan hayvan pazarlarının çiftçiyi yeni yükler altına soktuğunu ifade ederek, iktidara şu çağrıyı yaptı:
“Yasak kararlarla mağdur olan çiftçimizin artan maliyetlerini, işletme, bakım, tedavi giderlerini, finansman sorunlarını çözün. Aşılamadan bakıma, yemden veterinerlik hizmetlerine kadar sürdürülebilir politikalar geliştirin. Hayvancılığa ithalat lobilerine değil, gerçek üreticiye destek verin. Yanlıştan dönün, üreticiyi yaşatın.”