AV. YÜKSEL, “KONUŞAMAYAN BÜTÜN KADINLARIN YERİNE BEN KONUŞMAK İSTİYORUM”
TOROS (Özel Haber) Meryem Ünal/ Sevil Çakmak - Avukat Rahime Yüksel kadının toplumdaki yeri, kadına yönelik şiddet, kadın hakları ve yaklaşan 8 Mart Dünya Kadınlar...
TOROS (Özel Haber) Meryem Ünal/ Sevil Çakmak – Avukat Rahime Yüksel kadının toplumdaki yeri, kadına yönelik şiddet, kadın hakları ve yaklaşan 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’ne ilişkin Toros Gazetesi’nin sorularını yanıtladı.
Av. Rahime Yüksel, “Kadınlara hiçbir şekilde değer vermeyen, hiçbir şekilde kadına söz hakkı olmadan yaşadığı zor bir toplumda büyüdüm. Ben öncelikle kendi toplumumum kadının okuduğu zaman hayatının nasıl değişeceğini, bir kız çocuğunun ilkokuldan liseye üniversiteye nasıl mücadeleci bir şekilde çalışması gerektiğini ve bu toplumu karşısına alması gerektiğini, defalarca bütün toplumumdaki kız çocuklarına anlatıyorum. Kız çocuklarına ışık olmak istiyorum” dedi.
“HUKUK FAKÜLTESİNİ ÜNİVERSİTEDE SEÇMEMİN EN ÖNEMLİ NEDENİ KONUŞABİLMEK”
Av. Rahime Yüksel konuşmasına başlarken kendi büyüdüğü toplumda yaşadığı zorluklardan bahsetti; “Ben o kadar zor bir toplumda büyüdüm ki kadınlara hiçbir şekilde değer vermeyen, hiçbir şekilde kadına söz hakkı olmadan yaşadığı zor bir toplumda büyüdüm. Ben öncelikle kendi toplumumum kadının okuduğu zaman hayatının nasıl değişeceğini, bir kız çocuğunun ilkokuldan liseye üniversiteye nasıl mücadeleci bir şekilde çalışması gerektiğini ve bu toplumu karşısına alması gerektiğini, defalarca bütün toplumumdaki kız çocuklarına anlatıyorum. Kız çocuklarına ışık olmak istiyorum. Çoğu kız çocuğu mahallede beni gördüğünde gururla rahime abla, avukat ablamız şeklinde bizde avukat olmak istiyoruz diyorlar.”
ŞİDDET GÖRMÜŞ KADINLARA DESTEK VERMEYİ KENDİNE GÖREV BİLİYOR
Şiddete uğramış kadınlara ücretsiz şekilde danışmanlık yaptığını söyleyen Av. Yüksel, “Ekstra kadın haklarıyla ilgili karakollarda şiddete uğramış bir kadın gördüğümde hiçbir şekilde ücret almadan kendisini savunmayı kendime görev biliyorum. Benim için çok önemli. Kadınlar maalesef ki en yakınları tarafından gerek fiziksel gerek cinsel veya psikolojik şiddete maruz kalıyorlar. Çok fazla boşanma dosyası aldım bunlarla ilgili boşanma dosyalarında muazzam şekilde kadınların maalesef ki mağduriyetlerine şahit oldum. Bu durum beni çok üzdü. Kadınlara gerek psikolojik gerekse hukuki alanda çok fazla danışmanlık sağladım. Kadınlara koruma kararları, uzaklaştırma kararları almaya çalıştım” diyerek ifade etti.
Av. Yüksel Kadınlara yönelik ayrımcılığı, psikolojik şiddeti bitirmenin tek yolu kadınların erkek çocuklarına eğitim vermesi olduğunu söyledi. Yüksel konuşmasına şu şekilde devam etti; “Kız çocukları için daha avantajlı eğitim alanları oluşturulabilir. Mahallelerdeki bulunan kültür merkezlerinde arttırılabilir. Kültür merkezlerinde kadın öğretmenler kız çocuklarına okulu, okumayı, eğitimi eğlendirerek ve onları bu toplumdan koparmadan yavaş yavaş onları korkutmadan ürkütmeden anlatabilirler. Kadınlara yönelik ayrımcılığı, psikolojik şiddeti bitirmenin tek yolu kadınların erkek çocuklarına eğitim vermeleri. Kadınlar maalesef erkekler tarafından bunlara maruz kalıyor. Ben bütün kadınlarımızı erkek evladı yetiştirirken bir kadına nasıl davranması gerektiğini, bir çiçeğe nasıl davranması gerektiğini öğretmesini isterdim. Bir kadının hayır dediğinde üstelenmemesi gerektiği bunları aşılaması isterdim. Çünkü maalesef ki en büyük sorun kadınların erkek evlatlarını yetiştirme biçimlerinden başlıyor. Maalesef ki toplumda kadına yönelik psikolojik şiddetin aşılabilmesi çok düşük. Çünkü toplumumuzda ataerkil toplum yapısı mevcut olduğundan kadınlar aslında yetiştirilme biçimi olarak şunu benimsiyorlar, evet bu bir erkek bu kişi beni ezebilir. Bu kişinin benim üzerimde bir hakimiyeti var. Birçok kadın hala sadece evde vakit geçiren, çocuk yetiştiren ve ev işlerini yapan bireyler olarak görülmektedir. Birçok erkek tarafından hala cinsel nesneler olarak algılanırlar ve kendilerine aşağılayıcı bir şekilde yaklaşılır. Kadın cinayetleri gibi acı verici olaylar hala devam etmektedir ve bu da eşitsizliklerin ne kadar ciddi olduğunun bir göstergesidir. Bu durum, kadınların kendi değerlerini bile içselleştirdiği noktaya gelmiştir.”
“HER ŞEYDEN ÖNCE EĞİTİM GEREKİYOR”
Bir kız çocuğunu toplumda ayrımcılıktan kurtaracak, psikolojik ve fiziksel ve cinsel şiddetten kurtaracak en önemli şey eğitim olduğunu söyleyen Av. Yüksel, “ 15- 16 yaşlarındaki kız çocukları okullarından alınıp tarlalarda mevsimlik işçi olarak çalıştırılıyorlar. Devletimizin bence 18 yaşına kadar bütün kız çocuklarını denetlemesi gerekiyor. Bir kız çocuğu okula gitmediğinde, uzun süre devamsızlık yaptığı zaman öğretmenler ya da görevliler tarafından baba evine gidilip bakılması lazım. Kız çocuğu nerede, evlendirildi mi? Çocuk işçi olarak çalıştırılıyor mu? Her şeyden önce eğitim gerekiyor. Bir kız çocuğunu toplumda ayrımcılıktan kurtaracak, psikolojik ve fiziksel ve cinsel şiddetten kurtaracak en önemli şey eğitimdir. Bu konuda yaptırımlar az geliyor olabilir. Yargı da bu konuda yaptırımlar arttırılmalı. Kadınlar şiddete maruz kaldığını ispatladıkları an koruma kararlarını sadece 3 aylık değil, 1 yıllık kalmalıdır. Bu kişi 1 defa bile ihlal ettiğinde kesinlikle hapis cezası almalıdır. Kadınlar eşleri, babaları, kardeşleri tarafından kendilerine biat etmedikleri için öldürülüyorlar. Kendileri doğrultusunda yaşamadıkları tarafında öldürüyorlar. Maalesef o kadar kötü yetiştirilme biçimleri var ki ülkemizde bunu hiçbir şekilde açamıyoruz. Kadınlar evlatlarını hiçbir şekilde bu ataerkil topluma karşı büyütemiyorlar” dedi.
“ÇALIŞIN, ÇABALAYIN VE AYAKTA DURMAYA DEVAM EDİN”
Av. Rahime Yüksel tanık olduğu bir olayı şu şekilde anlattı; Bir fotoğraf albümü varmış Bu albümden birkaç tane fotoğrafı alarak buzdolabına yapıştırmış. Bir gün yine bu adam uyuşturucu madde etkisinde eve gelmiş ve bu fotoğraflar nerede burada yok demiş. Sırf bu fotoğraflar yüzünden kadına şiddet uygulamaya başlamış. Kadın canını bu adamdan zor kurtarmış. Hiçbir şeyini almadan evden çıkmış. Kadın polise sığınmış.”
Yüksel konuşmasının sonunda 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar günü için şu mesajı verdi; “Bütün kız çocuklarına, kadınlara kaderinizi kimsenin vicdanına, kimsenin ellerine bırakmayın. Çalışın, çabalayın ve ayakta durmaya devam edin.”