“EĞİTİM HAYATIN TA KENDİSİ”
Okulların açılmasıyla birlikte öğrenciler, öğretmenler ve velilerin farklı beklentiler ve yüklerle yeni döneme başladığını belirten Aksu, “Eğitim sadece ders kitaplarından ibaret değil; hayatın ta kendisi, geleceğe atılan tohumdur. Eğitim, yalnızca bireylerin değil, bir toplumun kaderini değiştirme gücüne sahiptir” dedi.
“ÇOCUKLAR AYNI NOKTADAN BAŞLAMIYOR”
Eğitimde eşitlik kavramının kulağa hoş geldiğini ancak sahadaki manzaranın farklı olduğunu vurgulayan Aksu, “Bir köy okulundaki sıralar ile özel okulun parlak zeminleri aynı değil. Bazı çocuklar yeni çantalarıyla okula başlarken, bazıları geçen yılın defterlerini kullanıyor. Çocuklar koşuya aynı noktadan başlamıyor; kimisi önde çıkıyor, kimisi ağır çantalarla yola koyuluyor” ifadelerini kullandı.
“SORUNLARIN İNSANA DOKUNAN YÜZÜ”
Eğitimde rakamların değil, öğrencilerin gözlerindeki tabloya bakılması gerektiğini söyleyen Aksu, şu örnekleri verdi:
“Bir mülteci çocuk, dilini bilmediği sınıfta sessizce oturur. Mevsimlik tarım işçisinin çocuğu, okullar açılmadan tarlaya gitmiştir. Şehirdeki öğrenci dershaneler arasında koştururken, kırsaldaki akranı internet erişimi için kilometrelerce yürür. Öğretmenler geçim derdinde, veliler kırtasiye masraflarını nasıl karşılayacağını düşünüyor.”
“UMUDU DİRİ TUTMAK”
Tüm zorluklara rağmen eğitimin umudu içinde taşıdığını dile getiren Aksu, çözüm önerilerini şu şekilde sıraladı:
Okullar arasındaki imkân farklarının azaltılması,
Öğretmenlerin güvenceli koşullarda çalışması,
Velilerin ekonomik yükünün hafifletilmesi,
Çocukların eşit fırsatlarla eğitim almasının sağlanması.
“ÇOCUKLARIN GÜLÜŞÜ DEĞİŞİRSE GELECEK DE DEĞİŞİR”
Yeni eğitim-öğretim yılını yalnızca derslerin başladığı bir takvim yaprağı olarak görmemek gerektiğini vurgulayan Aksu, “Eşit olmayan bir başlangıcın sonunda hiçbir çocuğun yarışı adil olmaz. Çocukların gülüşü değişirse bu memleketin geleceği de değişir” sözleriyle mesajını tamamladı.
