“AFET YÖNETİMİ KONUSUNDA YEREL VE GENEL YÖNETİMLERİN KATKILARI VE ÇALIŞMALARI EKSİKTİR”
TOROS (Özel Haber) Meryem Ünal/ Ümit Gül - TMMOB Adana İl Koordinasyon Kurulu tarafından 17-18 Kasım 2023 tarihlerinde “Kent ve Afet” ana teması altında gerçekleştirilen...
TOROS (Özel Haber) Meryem Ünal/ Ümit Gül – TMMOB Adana İl Koordinasyon Kurulu tarafından 17-18 Kasım 2023 tarihlerinde “Kent ve Afet” ana teması altında gerçekleştirilen 5. Adana Kent Sorunları Sempozyumunun sonuç bildirmesi hazırlandı. Sonuç bildirgesi TMMOB Adana kurulu tarafından kamuoyuna sunulmak için basın açıklaması düzenlendi. Düzenlenen açıklamaya Hasan aksungur, CHP Seyhan Aday Adayı Hüseyin Orhan, CHP il Sekreteri Yılmaz Parlak ve diğer TMMOB (Türk Mühendisler ve Mimar Odaları) üyelerde katıldı. Basın açıklamasını İnşaat Mühendisleri Odası Adana Şubesi Ahmet Uncu okudu.
Uncu, “TMMOB Adana İl Koordinasyon Kurulunca ilki 2008 yılında düzenlenen Kent Sorunları Sempozyumunun, beşincisi 17-18 Kasım 2023 tarihlerinde Seyhan Belediyesi Yaşar Kemal Kültür Merkezinde gerçekleştirilmiştir. Kent Sorunları Sempozyumları, Adana kentlisi için hayati önem taşıyan, kentin sorunlarının tartışıldığı, çözüm yollarının arandığı, kent yöneticilerin katıldığı, sorunların ortaklaştırıldığı bilimsel şölenlerdir; ancak ne yazıktır ki geçmişte olduğu gibi bu sempozyuma da yöneticiler ilgisiz kalmıştır” dedi.
“5. ADANA KENT SORUNLARI SEMPOZYUMUMUZUN TEMASI “KENT VE AFET” OLARAK BELİRLENMİŞTİR”
Ahmet Uncu sempozyumun temasına değinerek şu ifadeleri kullandı; “6 Şubat Kahramanmaraş merkezli depremler ve sonrasında yaşananlar nedeniyle 5. Adana Kent Sorunları Sempozyumumuzun teması “Kent ve Afet” olarak belirlenmiştir. Bu kapsamda Sempozyumda; Deprem, kuraklık, sel, taşkın, çığ, heyelan ve fırtınalar “doğal olaylar” olup dünya durdukça gerçekleşmeye devam edecektir. Bu doğa olaylarının çoğunun afete dönüşmesinin nedeninin; plansız ve çarpık kentleşme, tarım ve orman alanlarımızın, meralarımızın, su havzalarımızın, kıyılarımızın tahrip edilmesi, rant politikaları nedeniyle merkezi ve yerel yönetimlerin gerekli yatırımlardan kaçınması sonucunda olduğu, bilime, teknolojiye ve mühendisliğe dayanmayan kentleşme sonucunda doğa olaylarının sıklıkla afete dönüştüğü, afete hazırlıklı olma konusunda gerek merkezi ve gerekse yerel kamu kurumlarının yetersiz ve hazırlıksız olduğu, hâlâ belirsizliklerin devam ettiği, toplumsal sorunların arttığı, bütüncül bir afet yönetimi politikasının geliştirilememesi sonucunda doğal olayların afete dönüştüğü bir gerçek iken; geçici, palyatif önlemlerle yapılmaya çalışılan “yara sarma” politikalarının sorunları çözemediği, afet yönetim süreçlerinin çok yönlü olması nedeniyle, farklı meslek disiplinlerinin işbirliğini zorunlu kıldı.”
“HASARLI BİNA SAHİPLERİNİN VE GEREKSE DİĞER MAĞDURİYETLERİN GİDERİLMESİNİN HUKUKİ YOLLARI BAĞLAMINDA BİLGİLENDİRMELER YAPILMIŞTIR”
Ahmet Uncu, “Bu işbirliğinin sadece mühendislik, mimarlık, şehir plancılığı ile sınırlı kalmaması, arama kurtarma hizmetlerinden halk sağlığına, eğitim politikalarından sosyal hizmetlere kadar uzanan kurumsal, hukuki ve yapısal düzenlemeleri de içerecek şekilde bütünlüklü bir yaklaşımı kapsamasının zorunlu olduğu vurgulanmıştır” diyerek ifade etti.
Sempozyumda deprem sonrası ortaya çıkan problemlere yer verildiğinden bahseden Uncu, “Sempozyumda ayrıca, deprem sonrası ortaya çıkan hukuki sorunlar ele alınmış, gerek hasarlı bina sahiplerinin ve gerekse diğer mağduriyetlerin giderilmesinin hukuki yolları bağlamında bilgilendirmeler yapılmıştır. Bunun yanı sıra bildirileri ile katkıda bulunan bilim insanlarınca yapılan sunumlarda; deprem öncesinde ilgili simülasyonların yeterince yapılmadığının depremden yaklaşık 9 ay geçmesine rağmen merkezi ve yerel yönetimler tarafından ortaya konan durumdan anlaşıldığı belirtilerek, kentlerde yapı stoku özelliklerinin belirlenmesi ve “Deprem (Afet) Master Planı’nın oluşturulması gerekliliği vurgulanmıştır. Afet yönetimi konusunda yerel ve genel yönetimlerin katkıları ve çalışmaları eksiktir. Çağdaş anlamda bir yapılaşma ve dirençli kent oluşturmak için bilimsel verilere dayalı, jeolojik özelliklerin de dikkate alındığı konular çok tartışılmıştır. Ayrıca kentteki yapı stokundaki depremsellik riskinin belirlenmesi, yapı stokunun depreme karşı durumunun incelenmesi; ilgili meslek odaları ile birlikte yapıların kayıt altına alınması istenmiştir” dedi.
“FAY HARİTASINDA BULUNMAYAN DEPREM ÜRETEBİLECEK YENİ FAY HATLARININ ORTAYA ÇIKTI”
Ahmet Uncu, “Adana ve çevresinde bulunan fayların konumları, deprem üretme potansiyelleri ile deprem sonrası diri fay haritasında bulunmayan deprem üretebilecek yeni fay hatlarının ortaya çıktığı ve bunların detaylı araştırılması, sismik risklerin belirlenmesi gerektiği ifade edilmiştir. Adana şehir merkezinin zemin özellikleri, zemin davranışları, sıvılaşma potansiyeli ortaya konulmuştur” ifadelerini kullandı.
Uncu, “Afet tehlikesi ve riski ile afet zararlarının azaltılması konusunda halkın bilgilendirilmesi ve sürekli, etkili ve yaygın eğitim programları ile bilinçlendirilmesinin afet esnası ve sonrası için önemi vurgulanmıştır. TMMOB kente, doğaya, doğru ve bilimsel üretim modellerine, demokratik yönetim anlayışına dair sözünü söylemeyi önceleyen bir kurum olarak doğruları kamuoyuyla paylaşmanın araçlarını oluşturmayı her zaman görev saymıştır” diyerek ifade etti.
“YAPILAN UYARILARIN YETERİ KADAR DİKKATE ALINMADIĞI AÇIKTIR”
Uncu açıklamasını sonlandırırken şu ifadelere değindi; “Bu kapsamda ilimizde kongre, panel ve çalıştaylar, 5 kez de Adana Kent Sorunları Sempozyumu düzenlenmiştir. Bilimsel gerçeklerden yola çıkarak üretilen önerilerimiz ve bunların sonuç raporları basın açıklamaları ile kamuoyuna, ilgili kurum ve kuruluşlara iletilmektedir. Ancak bu uyarıların yeteri kadar dikkate alınmadığı açıktır. Temennimiz daha demokratik, bilimden yana, kolektif yönetim anlayışının hayata geçirilmesi ve ne ülkemizde ne de dünyanın hiçbir yerinde gerekli tedbirler hayata geçirilmeden bir diğer afetle karşılaşılmaması yönündedir.”