Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Zeydan Karalar, İstanbul merkezli yürütülen "örgütlü yolsuzluk ve rüşvet" soruşturması kapsamında gözaltına alındı. CHP’li belediye başkanlarına yönelik gözaltı kararları siyasi tartışmaları alevlendirirken, kamuoyunda geniş yankı uyandırdı.
Türkiye, 5 Temmuz 2025 sabahına sıcak bir gelişmeyle uyandı. Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Zeydan Karalar, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın yürüttüğü bir soruşturma kapsamında Gebze’deki evinde gözaltına alındı. Karalar ile birlikte Adıyaman Belediye Başkanı Abdurrahman Tutdere ve Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek de aynı soruşturma çerçevesinde gözaltına alındı. Böcek daha sonra tutuklandı. Soruşturmanın merkezinde, daha önce “etkin pişmanlık” hükümlerinden yararlanan Aziz İhsan Aktaş adlı bir kişinin beyanları yer alıyor.
Zeydan Karalar’a destek sokaklarda
Adana'da, İstanbul merkezli yürütülen soruşturma kapsamında gözaltına alınan Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Zeydan Karalar'a destek çığ gibi büyüyor. Şehrin merkezi noktalarında ve CHP Adana İl Başkanlığı binasında açılan pankartlar dikkat çekiyor.
Adana'nın farklı noktalarında, Hacı Sabancı Kültür Merkezi çevresi ve bazı ana arterlerde de Karalar’a yönelik destek mesajlarının yer aldığı afişlerin asıldığı görülüyor. CHP'nin il ve ilçe örgütleri, "Adana halkının iradesine sahip çıkacağını" vurgulayarak sokağın nabzını tutmaya devam ediyor.
Siyasi destek ve Adana’da sokağa yansıyan tepki
Zeydan Karalar’ın gözaltına alınmasının ardından, Adana’da CHP il başkanlığı öncülüğünde birçok vatandaş ve partili sokaklara döküldü. “Adana iradesine sahip çıkıyor” sloganıyla düzenlenen eylemlerde, halkın iradesine müdahale edilmemesi çağrısı yapıldı. İstanbul’daki Vatan Emniyet Müdürlüğü önünde de benzer destek nöbetleri tutuluyor. Bazı CHP milletvekilleri ve belediye meclis üyeleri, emniyet önüne giderek Karalar’a destek verdi.
Aynı zamanda Türkiye Belediyeler Birliği Başkanvekili olan Zeydan Karalar’ın gözaltına alınması, yerel yönetimlerle ilgili siyasi tansiyonu da artırdı. Bazı hukukçular ve muhalif yorumcular, bu tür operasyonların seçimle göreve gelmiş başkanlara yönelik "siyasi mühendislik" girişimi olduğunu savundu.
Soruşturmanın odağında ne var?
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nın yürüttüğü soruşturma, "ihaleye fesat karıştırma", "rüşvet", "zimmet", "görevi kötüye kullanma" ve "suç örgütüne üye olma" suçlamalarını içeriyor. Savcılık kaynaklarına göre, bu kapsamda CHP’li bazı belediyelerde, belirli firmalara usulsüz ihale verilmesi, belediye bünyesindeki kaynakların yasa dışı yollarla aktarılması ve bu süreçte kamu zararına neden olunması gibi suçlamalar söz konusu.
Zeydan Karalar’a yöneltilen suçlamaların odağında ise Adana’daki bazı çöp toplama ihaleleri yer alıyor. Karalar'ın, 2014–2019 yılları arasında yürüttüğü Seyhan Belediye Başkanlığı dönemine dair de incelemeler yapıldığı bildiriliyor. Soruşturma dosyasına göre Karalar, bazı firmalara doğrudan yönlendirme yapmak, rekabeti engellemek ve karşılığında çıkar sağlamakla suçlanıyor.
Sürecin seyri ne olacak?
Zeydan Karalar'ın İstanbul Emniyet Müdürlüğü'ndeki ifade süreci devam ederken, önümüzdeki günlerde adliyeye sevk edilmesi ve hakkında adli kontrol ya da tutuklama gibi kararların alınması gündeme gelebilir. Aynı dosya kapsamında ifade veren ve “etkin pişmanlık” yasasından yararlanan Aziz İhsan Aktaş’ın beyanlarının doğruluğu ve bu beyanlara dayalı yargı süreci, hukuki çevrelerce dikkatle takip ediliyor.
Daha önce İstanbul, İzmir ve Eskişehir’de bazı belediye birimlerinde yapılan yolsuzluk operasyonları da kamuoyunun gündeminde geniş yer bulmuştu. Zeydan Karalar’ın gözaltına alınması ise özellikle Adana gibi sembolik öneme sahip bir şehirde yaşanması nedeniyle, siyasi sonuçları bakımından ayrı bir dikkatle takip ediliyor.
Zeydan Karalar’ın gözaltına alınması, Türkiye’de yerel yönetimlere yönelik siyasi ve hukuki mücadelenin bir parçası olarak yorumlanıyor. CHP, bu operasyonları "siyasi intikam" olarak tanımlarken, iktidar cephesi ise “hukukun üstünlüğü ve kamu kaynaklarının korunması” çerçevesinde hareket edildiğini savunuyor.
Karalar'ın durumu hakkında verilecek karar, yalnızca bireysel bir yargı süreci değil, aynı zamanda Türkiye’de yerel demokrasinin ve siyasi iklimin geleceği açısından da kritik bir öneme sahip olacak.